20100827

* İLAÇLAR VE İÇERİKLERİ

http://3.bp.blogspot.com/_XgKlCt8fQBY/Stmhc9W4eII/AAAAAAAABXQ/R4AHuWkutBg/s400/ila%C3%A7+i%C3%A7in.jpg
İlaç Sınıflaması
ATC 2008 (Anatomical Therapeutic Chemical)

Sindirim sistemi ve metabolizma
Kan ve kan yapıcı organlar
Kalp damar sistemi
Dermatolojikler
Ürogenital sistem ve cinsiyet hormonları
Endokrin sistem (cinsiyet hormonları ve insülin hariç)
Antienfektifler (sistemik)
Antineoplastik and immünomodülatör ajanlar
Kas-iskelet sistemi
Sinir sistemi
Parazit ilaçları, böcek ilaçları ve kovucular
Solunum sistemi
Duyu organları
Çeşitli



Sık Kullanılanlar
ANTİBİYOTİK İLAÇLAR
AĞRI KESİCİ - ANALJEZİK , ATEŞ DÜŞÜRÜCÜ - ANTİPİRETİK , NON-STEROİD ANTİ-İNFLAMATUAR İLAÇLAR
VİTAMİN İLAÇLARI
DEPRESYON İLAÇLARI , ANTİDEPRESİF İLAÇLAR
HİPERTANSİYON İLAÇLARI, ANTİHİPERTANSİF İLAÇLAR
LİPİD, KOLESTEROL, TRİGLİSERİT, HİPERKOLESTEROLEMİ - HİPERLİPİDEMİ İLAÇLARI



http://www.ilacabak.com/
  
http://www.leannehull.com/images/art/hirst_pharmaceuticals.jpg 

* ferrous gluconate

ferrous gluconate

Generic Name: ferrous gluconate (FER us GLOO koe nate)
Brand names: Ferate, Fergon, Ferralet, Simron
http://www.pennmedicine.org/health_info/images/19460.jpg

What is ferrous gluconate?

Ferrous gluconate is a type of iron. You normally get iron from the foods you eat. In your body, iron becomes a part of your hemoglobin (HEEM o glo bin) and myoglobin (MY o glo bin). Hemoglobin carries oxygen through your blood to tissues and organs. Myoglobin helps your muscle cells store oxygen.

What is the most important information I should know about ferrous gluconate?

Before using this medication, tell your doctor if you are allergic to any drugs, or if you have iron overload syndrome, hemolytic anemia (a lack of red blood cells), porphyria (a genetic enzyme disorder that causes symptoms affecting the skin or nervous system), thalassemia (a genetic disorder of red blood cells), kidney or liver disease, if you are an alcoholic, or if you receive regular blood transfusions.
Seek emergency medical attention if you think you have used too much of this medicine, or if anyone has accidentally swallowed it. An overdose of iron can be fatal, especially in a young child. Overdose symptoms may include drowsiness, severe nausea or stomach pain, vomiting, bloody diarrhea, coughing up blood or vomit that looks like coffee grounds, shallow breathing, weak and rapid pulse, cold or clammy skin, blue lips, and seizure (convulsions).
Take ferrous gluconate on an empty stomach, at least 1 hour before or 2 hours after a meal. Avoid taking antacids or antibiotics within 2 hours before or after taking ferrous gluconate . Ferrous gluconate is only part of a complete program of treatment that may also include a special diet. It is very important to follow the diet plan created for you by your doctor or nutrition counselor. You should become very familiar with the list of foods you should eat to make sure you get enough iron from both your diet and your medication.

What should I discuss with my healthcare provider before taking ferrous gluconate?

Before using this medication, tell your doctor if you are allergic to any drugs or food dyes, or if you have:
  • iron overload syndrome;
  • hemolytic anemia (a lack of red blood cells);
  • porphyria (a genetic enzyme disorder that causes symptoms affecting the skin or nervous system);
  • thalassemia (a genetic disorder of red blood cells);
  • liver or kidney disease;
  • if you are an alcoholic; or
  • if you receive regular blood transfusions.
If you have any of these conditions, you may not be able to use ferrous gluconate, or you may need a dose adjustment or special tests during treatment.
It is not known whether this medication could be harmful to an unborn baby. Tell your doctor if you become pregnant during treatment. It is not known whether this medicine passes into breast milk or if it could harm a nursing baby. Do not use this medication without telling your doctor if you are breast-feeding a baby. Do not give ferrous gluconate to a child without the advice of a doctor.

20100817

* Lahana Çorbası Diyeti

 Lahana Çorbası Diyeti

Yağ yakıcı özelliği olan özel lahana çorbasıyla oldukça rahat bir şekilde fazlalıklarınızdan kurtulabilirsiniz.
http://2.bp.blogspot.com/_U8Ug6458R-A/SZPHnFogdxI/AAAAAAAAB2A/zocmmD_q43g/s400/normal_pancar_corbasi.jpgLAHANA ÇORBASI DİYETİ

Hedef:
1 haftada 3-4 kilo.
Günlük kalori: 800 Kcal

Diyet boyunca kesinlikle ekmek, alkol, soda ve meşrubat alınmamalı. İstenildiği kadar çorba içilebilir. 7 günden fazla uygulamayın.Genel bir diyet/zayıflama programı olarak diyetisyenler tarafından tercih edilmeyen bu diyet tekrarlanmamalıdır.

Lahana çorbası malzemeleri:

6 tane yeşil soğan, 2 yeşil biber, 1 tane rendelenmiş domates , 1 demet kereviz, 1/2 lahana 1 paket tavuk ya da dana bulyon, isteğe göre, tuz, karabiber, sarımsak ve maydanoz.

BU DİYETİN GÜNLÜK MENÜLERİ
1. GÜN

Öğle : İstediğiniz kadar meyve ve lahana çorbası
2. GÜN

Öğle : İstediğiniz kadar çiğ ya da haşlanmış sebze ve lahana çorbası.

3. GÜN

Öğle : İstediğiniz kadar meyve, çiğ ya da haşlanmış sebze ve lahana çorbası.
4. GÜN

Öğle : En fazla 4 tane muz, kaymaksız süt ve lahana çorbası.

5. GÜN

Öğle : Bir porsiyon biftek, bir tane domates, en az 6 bardak su ve lahana çorbası.

6. GÜN

Öğle : İstediğiniz kadar biftek, sebze ve lahana çorbası.

7. GÜN

Öğle : Bir porsiyon pirinç lapası, meyve suyu ve
lahana çorbası.


Kaynak: Bayan24 

http://www.netpamarket.com/img/urun/cabbagePow_lahana_corbasi_k.jpg

* Neden fast-food'dan uzak durmalıyız?


Neden fast-food'dan uzak durmalıyız?

http://www.marketingpower.com/ResourceLibrary/PublishingImages/NewsletterImages/Marketing%20Matters%20Images/966630_54352563.jpgÖzellikle şehir insanının zamana karşı verdiği mücadele, öğünlerin de hızlı ve pratik olmasına sebep oluyor. Ancak fast food tarzı yemek, vücudunuza neler yapıyor biliyor musunuz?
Fast food ürünler sağlıksızdır çünkü:
  • Çok yüksek kalori içerir.
  • Pişirme yöntemleri sebebiyle yağ oranı çok yüksektir.
  • Çoğu kanserojendir.
  • Yapımlarında genellikle yağlı et kullanılır.
  • Özellikle hamburger, adana, urfa, lahmacun gibi ürünler, karışık eten yapıldıkları için, hangi tür et kullandıklarını bilemezsiniz.
  • Maliyeti azaltmak için çoğunlukla yüksek oranda kuyruk yağı ve iç yağı ilave edilir.
  • İlave edilen soslar sebebiyle, daha da fazla kalori ve yağ içeriği barındırırlar.
  • Mönülerde bulunan kola, herhangi bir yararı olmamasına karşın, yüksek enerji içerir.
  • Rafine karbonhidrat ve basit şeker içeriği çok yüksektir. Bu yüzden kan şekeri çabuk yükselir.
  • Posa içerikleri çok düşüktür.
  • Toplumun yeme hızının ve kültürünün zarar görmesine sebep olur.
  • Yüksek kolesterol içerdikleri için kan kolesterolünü, dolayısıyla kalp hastalıkları riskini arttırır.
  • Tek tip beslenmeye yol açacağı için, sebze ve meyve tüketimini düşürür.
  • Sağlıksız beslenme sonucu vitamin ve mineral eksikliği oluşur.
  • Çoğunlukla hijyenik olmayan bu gıdalar, zehirlenme riski taşır.

20100812

* Romatoid Artrit ve nedenleri

 Romatoid Artrit ve nedenleri

(Artrit = Eklem iltihabı) en yaygın romatizmal hastalıktır ve daha fazla kadınlarda olmak üzere nüfusun % 0,5′inde görülmektedir. Hastalığın sebebi henüz tam olarak açıklanamamıştır ancak genetik faktörler ile oto imunite (bünyenin kendi dokularına karşı çalışması) süreçleri ile bağlantılar mevcuttur.

Tipik semptomlar arasında, geceleri ve gündüzleri el parmaklarında, genelde simetrik olarak, oluşan ağrılar ile sabahları bu eklemlerin 15 dakikadan daha fazla tutuk ve uyuşuk olmasıdır. Devamında başka eklemlere de sıçrama gerçekleşir. Eklemler deforme olur. Ender olarak organlara da sıçrar (gözlere, tükürük ve göz yaşı bezlerine, cilde, kalp ve akciğerlere).

Teşhisin konulmasında hastalığın geçmişi ile el ve ayakların röntgen filmleri belirleyici olmaktadır. Laboratuar değerleri sadece fikir vermektedir. Hastalığın sebep olacağı zararları engellemek veya geciktirmek için uygun tedavinin vakit geçirilmeden başlaması önemlidir. Bu tedavi, temel ilaçlar dediğimiz ilaçlarla (özellikle Methotrexat) ve gerekirse iltihap önleyici başka ilaçların kombinasyonu ile yapılmaktadır. Tamamlayıcı olarak fizik tedavi, Ergoterapi, Hasta jimnastiği ve cerrahi tedavi yardımcı olmaktadır.
Romatoid Artrit (Eklem iltihabı)

olarak da adlandırılan kronik iltihaplı bir hastalıktır. Bu hastalık ağırlıklı olarak eklemleri etkilemekle birlikte ender de olsa göz ve cilt gibi iç organları da etkileyebilmektedir.

Görülme sıklığı
iltihaplı romatizmal hastalıklar içerisinde en sık görülenidir. Almanya’da nüfusun yaklaşık % 0,5′i bu hastalıktan mustarip. Bu hastalığın kadınlarda görülmesi erkeklere göre 3:1 oranında daha fazladır.

her yaştaki insanda, hatta küçük çocuklarda dahi görülebilmektedir. Bununla birlikte hastalık daha çok 35 ile 45 yaş arasında ve 60. yaştan sonra başlamaktadır.

Sebepleri
Romatoid Artritin oluşumuna neyin sebep olduğu konusu halen kesin olarak çözülmüş değil. Ancak muhtemelen hastalığın başlangıç sürecinde imun sistemine (bağışıklık) ait hücreler aktif hale gelerek bir oto imünite sürecinin başlaması ile kendi vücutlarına karşı savaşa geçmektedirler. Bu süreç birkaç adımda gerçekleşmektedir:

Akyuvarların özel bir şekli olan T-Lenfositleri aktif hale gelir. Belirli yüzey molekülleri ağır hastalarında daha sıklıkta görülmektedir. Bu nedenle genetik bir eğilim muhtemeldir.
Hastalığın oluşumundaki sonraki adımlarda eklem iç zarı (), bağışıklık sisteminin neredeyse tüm hücreleri ile bağ dokusunun sinovyal hücreleri dahil olmak üzere iltihaplanır. Bu iltihap, hücreler arasında iletişimi sağlayan bağışıklık sisteminin elçi maddeleri, yani Sitokinler tarafından yönetilmektedir. Bir verici hücre etki maddeleri () çıkartır. Bu maddeler hedef hücreye ulaşır. Hedef hücrenin hücre zarında reseptörler bulunur. molekülleri bu reseptörlere kilit – anahtar misali yanaşabilmektedirler. Böylece hücre içlerine sinyaller gönderilir ve bu sinyaller hedef hücrenin belirli bir cevapta bulunmasına neden olurlar. Romatoid Artritin oluşumunda en önemli sitokinler Tümör Nekrose Faktörü – alpha (TNF – alpha) ve Interlökin – 1 (IL-1) sayılmaktadır.

Sitokinlerin etkisi ile Sinovyalden yumru şeklinde bir doku oluşur. Pannüs denilen bu doku belli bir süre sonra kıkırdak, kemik, tutucu aparatlar ile söz konusu ekleme ait diğer yapıları bozmaktadır. Bu yıkıcı iltihab sürecinin sorumlusu olarak TNF-alpha görülmektedir. Bu mekanizmayı çözmek için yeni bir tedavi katkısı, TNF-alpha’ nın hedef alınarak antikorlar veya çözünebilir ile bloke edilmesidir.

(IL-1) nı teşvik eder ve kemik yapısını bozan hücreleri, yani Osteoklastları, aktif hale getirir. Bu etki organizmada normal olarak IL-1 reseptör antagonisti IL-1Ra tarafından düzeltilmektedir. IL-1Ra, hücre zarındaki reseptörleri karşıt oyuncular ile, yani Reseptör antagonistleri ile bloke ederek hedef hücrenin cevap (tepki) vermesini engeller. IL-1Ra, reseptörün kilidine uygun ama “kör” bir anahtar sunar. IL-1′ in yanaşabileceği kilitler böylece bloke edilmiş olurlar. Hücre içerisine bir sinyal verilmemiş olur. Hücrenin korkunç cevabı gelmez. hastalığında, yeterli sayıda IL-1 reseptör antagonisti bulunmadığından, bu denge bozulmuştur.


Romatoid Artritin oluşumu.
Romatoid Artrit (Eklem iltihabı)
Solda sağlıklı eklem, sağda hastalıklı eklem

IL-1 ve TNF – alfa’nın romatizmalı ekleme gelmesiyle fibroblastların çoğalması ile ak yuvarların intikali hızlanır (= iltihabın oluşması). Bu durum ise ilave sitokinlerin ve metabolik ürünlerin oluşumuna neden olur. Bunlar ağrı, eklem şişliği, kemik ve kıkırdak bozulmalarından sorumlu olurlar.

İltihap ile kemik – kıkırdak bozulmaları sıklıkla paralel olarak devam ederler, ancak bunlar muhtemelen farklı süreçlerden kaynaklanmaktadır. TNF-alfa insan vücudunda ki çeşitli fonksyonları algılamaktadır. Belirli hedef hücrelerin dış zarındaki TNF-alfa-Reseptörleri ile bağlanarak etkilerini ortaya çıkarmaktadır. RA ‘da TNF-alfa öncelikli olarak iltihap sürecinde sorumlu görünmektedir.
IL-1, hastalık sürecinin erken safhasında bile na neden olmaktadır. IL-1 kemik dokusunu bozan hücreleride (osteoklastlar) doğrudan aktive ettiğinden eklemde ilave olarak kemik bozulması da meydana gelmektedir.

IL-1’in etkisi doğal olarak IL-1 Reseptör antagonisti (IL-1Ra) tarafından regüle edilmektedir. Her ikisi de hedef hücrenin zarında bulunan reseptör ile bağlanmak için yarışmaktadır. Reseptör antagonist yoğunluğu ne kadar yüksek olursa, IL-1 molekülleri de o oranda daha az reseptör ile bağlanabilmektedir. Reseptör antagonist yoğunluğu ne kadar az olursa, IL-1 molekülleri de o oranda daha fazla reseptör ile bağlanabilmektedir.

hastalarında IL-1 ile karşıt (rakip) oyuncusu arasındaki hassas denge bozulmuştur. IL-1 reseptör antagonist molekülleri yetersiz sayıda oluşmaktadır. IL-1’in yıkıcı etkisi regüle edilemeyerek kontrolden çıkmaktadır.

Source: http://www.sagliksiteniz.com/romatoid-artrit-eklem-iltihabi.html


Eklem İltihabı (Artrit)

Eklem iltihabı ya da artrit oldukça yaygındır. Şiddeti, geçici rahatsızlıklardan, kalıcı hareket kusurlarına kadar değişen çeşitli türleri vardır. Eklem iltihabı ya da tıptaki adıyla "artrit" (günlük dilde "romatizma" da denir) kendisi gibi nedenleri de birçok yönden açıklık kazanmamış bir hastalıktır. Çeşitli tipleri vardır. Her yaşta olabilir; özellikle ılıman bölgelerde yaşayanlarda sık görülür. Hafif ya da ağır olabilir; tek bir eklemi tutan biçiminden, pek çok eklemi birden etkileyen türüne kadar değişen çeşitli tipleri vardır. Kazadan sonra ya da bir enfeksiyonu izleyen dönemlerde ortaya çıkabilir. Başlıca eklem iltihabı türleri şunlardır: Romatoit artrit; osteoartrit; ankilozan spondilit. Bu tür hastalıkları inceleyen tıp dalına "romatoloji" adı verilir. Ancak eklem iltihabı, araştırmalara karşın, bütün özellikleriyle açıklanmış bir hastalık değildir.

Nedenleri
Sık görülen bir hastalık olmasına karşılık romatoit artritin nedeni bilinmemektedir. Özbağışıklık (otoimmün) sistemine bağlı olabileceği düşünülmektedir, yani ağır hastalık gibi bir olay bedende bir kimyasal tepkime zincirini harekete geçirmekte ve bunun sonucunda bedende, kendi dokularına karşı tepki gösteren kimyasal maddeler üretilmektedir. Başka bir deyişle beden, kendi dokularına, yabancı doku gibi tepki göstermektedir. Bu hastalıkta eklemleri örten sinovya zarına karşı tepki gelişmekte ve onu, iltihap izlemektedir. Eklem iltihabı bir yaralanma nedeniyle başlamışsa, "travmatik artrit" adını alır. Yaralanma doğrudan ekleme gelen bir darbeyle ya da sözgelimi diz üstüne düşerek incitmede olduğu gibi, dolaylı biçimde olabilir. Travmatik artrit, erkeklerde daha sık görülür.

Diz, ayak bileği ve el bileği en sık hastalanan eklemlerdir. Yaralanmadan birkaç saat sonra eklem iltihaplanır, şişer ve ağrır. Kırık olup olmadığının araştırılması için röntgen gerekebilir; ancak başlıca tedavi dinlenme, bandaj ve ağrı kesicilerdir.

Fizik tedavi de etkilenen kol ya da bacağa hareket ve kas gücü kazandırmada yardımcı olabilir. Ender olarak yaralanma sonucu eklem içine kanama olur ve eklem son derece gergin ve ağrılı bir hal alır; böyle bir durumda biriken kan, lokal anestezi altında bir iğneyle alınabilir (aspirasyon).

"Septik artrit" adı verilen, mikropların neden olduğu eklem iltihapları da vardır. Mikrop ekleme, ya bir yaralanmayla doğrudan ya da bedenin başka bir yerindeki enfeksiyon odağından kan yoluyla ulaşır. Septik artritlerin yarısı dizde görülür, ama başka büyük eklemlerde de olabilir. Hem çocukları hem de yaşlıları etkileyebilir, ama seyrek görülür. Ender rastlanan bir başka artrit de kızamıkçıkta oluşur. Erişkinlerde de görülebilen bu artritte parmak eklemleri diz ve ayak bilekleri şişer, ama hastalık birkaç hafta içinde geriler. Tüberküloz da omurganın alt bölümlerinde ve kalça ekleminde iltihap yapabilir. Akut eklem romatizması, belsoğukluğu ve sedef hastalığı (psoriasis) de artrite neden olabilecek hastalıklardandır.

Belirtiler

Romatoit artrit genellikle 20 - 55 yaşlarındaki erişkinlerde görülür ve kadınlarda, erkeklere oranla üç kez fazladır. İki elin parmak eklemlerinde iltihap belirtileriyle başlar. Ayak parmaklarındaki eklemlerde de benzer rahatsızlıklar olur. Aynı dönemde hasta zayıflamaya, kendini iyi hissetmemeye, bitkinlik duymaya başlayabilir. Belirtiler, ateş ya da deri döküntüleriyle akut olarak başlayabileceği gibi, birkaç hafta içinde yavaş yavaş da ilerleyebilir. En sık hastalanan eklemler dizler, kalçalar, omuzlar, dirsekler, el ve ayak bilekleri ile boyun kemikleridir. Eklemlerde tutukluk daha çok sabah saatlerinde hissedilir ve akut olgularda hasta ya yatağa bağlanır ya da hareketlerde büyük zorluk çeker.

Olguların yaklaşık yüzde 25'inde akut dönem altı ay kadar sürer ve hastalık birkaç yılda bir yineler. Bazıları da şiddetleri farklı ama inatçıdır; ancak yıllar sonra bir sönme gösterirler. Romatoit artrit çocukları da etkiler (Still hastalığı), ama bu duruma ender rastlanılır. Genellikle 1 - 3 ve 10 - 15 olmak üzere iki ana yaş grubunda görülür. İltihap yavaş ilerler ve hastaların üçte birinde tek bir eklem, genellikle de diz eklemi hastalanır. Ancak eller, el bilekleri, ayaklar ve ayak bileklerinde de görülebilir. Yavaş ilerleyen bir hastalıktır, ergenlik sonlarında söner. İyileşme şansı hastalığın şiddetine, tedavide geç kalınıp kalınmamasına bağlıdır. Kalıcı sertliğin ve eklemde biçim bozukluğunun olmaması için tedaviye erken başlanılması gerekir.

Osteartrit yaşlanma sürecinin bir parçası olarak ortaya çıkar. Genellikle kalça, diz ve omurga gibi, üstüne yük binen eklemlerde oluşur. Kadınlarda el eklemleri, özellikle parmakların ucuna yakın eklemler ile başparmağın kökü de hastalanabilir.

Bu hastalığa, eklem yüzeyini koruyan sert ve esnek bir doku olan kıkırdağın dejenerasyonu neden olmaktadır. Parlak ve düzgün olması gereken bu doku, osteoartritte pütürleşip kurur. Bu değişiklik iki sonuç verir. Kıkırdağın korunmakta olduğu kemik baskı altında kalır ve üstündeki sinovya zarı iltihaplanır.

İlk belirtiler ağrı ve kullanım güçlüğüdür. Onları, tutukluk ve şişme izler. Sonunda da eklemde biçim bozuklukları ortaya çıkabilir. Bazen tek bir eklem hastalabilir. Sözgelimi sağ elini kullanan bir kişide sağ kalça eklemi (sağ elini kullanmak bedenin sağ yarısının daha etkin olması ve daha fazla yük kaldırması anlamına gelir) hastalanabilir. Ama çoğu zaman dizler, omurga, omuzlar, eller ve boyun eklemlerinde iltihap olur. Bu hastalık da yavaş ilerler; ama yük taşıyan bir eklemdeki artrit çok ağır olmadığı sürece, hareket kusuru yapmaz. Ancak herhangi bir travma ya da hasar, hastalığı alevlendirir.

Ankilozan spondilit kalça eklemlerini ve omurgayı etkileyen bir artrit türüdür. Romatoit artrit gibi bir özbağışıklık hastalığıdır, ancak belirgin olarak kalıtsal olma eğilimi gösterir. Genellikle 15 - 30 yaşlarında başlar ve erkeklerde daha sıktır. İltihap, eklem bağlarında kalsiyum depolanmasına neden olur. İltihap durdurulamazsa (tıbbi tedavi ve egzersizle) omurga kemikleri birbirine kaynar. Hastalık birkaç yıl yavaş yavaş ilerler ve yine yavaş yavaş sönmeden önce, genellikle bütün omurga ve kalça eklemlerine yayılır.

Tedavi
Doktor aspirin gibi ağrıyı hafifletici ilaçlar ve parasetamol ya da daha güçlü ağrı kesiciler önerebilir. Hasta eklemlere altın enjeksiyonları da uygulanabilir ama bu yönteme, istenmeyen yan etkiler yapabildiğinden ancak zorunlu hallerde başvurulur. Biçim bozukluklarının ortaya çıkmasının önlemenmesi için eklemin dinlendirilmesi ya da özel olarak yapılmış bir alet kullanılması gerekebilir. 


Eklemdeki şişlik lokal anestezi altında fazla sıvının alınması ya da eklem içine bir iltihap giderici (antienflamatuar) ilaç enjekte edilerek de giderilebilir. Hareketin olabildiğince kısıtlanması ve eklemin dinlendirilmesi gerekir. Steroit ilaçlar (kortizon gibi) da yararlı olabilir ama yan etkileri dolayısıyla ancak başka yöntemler başarısız kaldığında ve doktor gözetiminde kullanılmalıdırlar. Verilen doz en düşük düzeyde tutulmaya çalışılmalı ve hastanın tedaviye verdiği yanıt bir doktor tarafından dikkatle izlenmelidir. Belirtiler sürerse, bir hastanenin romatoloji kliniğine başvurulması gerekebilir. Ateş, eklemlerde şişme ve genel bir hastalık duygusuyla başlayan akut artrit, hastane tedavisi gerektirebilir. Artritin türünün saptanması için kan tahlilleri yapılır; kansızlık olup olmadığı araştırılır, düzenli aralıklarla bedendeki iltihap miktarı kontrol edilir; ve hastalığın seyri değerlendirilir. Başka tahlillerle de durumun bir septik artrit, belsoğukluğu artriti ya da eklem içi kanamaya bağlı olup olmadığı araştırılır.

Tanıda kullanılan bir başka yöntem de artroskopidir. Teleskopa benzeyen bir aygot lokal anestezi altında diz eklemi içine sokulur ve eklemin içi doğrudan gözlenir. Bu yolla hem kıkırdak, hem de eklem zarı yani sinovya zarı incelenir ve mikroskobik araştırma için parça alınabilir. Bütün artrit türlerinin tedavisinde fizik tedavi önemli bir yer tutar. Hasta eklemlerden sessiz evrede (iltihabın olmadığı evre) olanların sertleşmesini ve hareketliliğini yitirmesini engellemek ve eklem çevresindeki eriyebilecek kasları eski haline sokmak için egzersiz önemlidir. Egzersizin sessiz evredeki artritli eklemde hastalığı alevlendirebileceğini gösteren herhangi bir kanıt yoktur.

Hastanenin fizik tedavi uzmanı hastaya, evde de uygulanabilecek egzersizler öğretir. Eklemlerdeki ağrıyı hafifletmede ısıdan yararlanılabilir. Bunlar arasında eklemin yakınına yerleştirilen ısıtıcıyla yapılan kısa dalga diyatermisi ya da banyo tedavisi, yani hidroterapi (küçük ve sıcak bir havuz içinde yapılan egzersiz) sayılabilir.

Doktor uygun görürse evde kızılaltı lambası da kullanılabilir. Eller ve ayaklar için parafin banyosu, evde uygulanabilecek bir başka tedavi biçimidir. Öte yandan bazı uzmanlar ağrı giderici tedavi olarak buz torbası önerirler. Hasar görmüş eklemleri yapay eklemlerle değiştirme tekniğinde büyük ilerlemeler sağlanmıştır. Önce konsültasyonla artritli eklemin cerrahi girişim gerektirip gerektirmediğine karar verilir. Böyle bir ameliyattan sonra ağrı kesilir; biçim bozukluğu düzelir ve hareket yeteneği artar.

Cerrahi girişimle eklem çevresindeki basınç hafifletilir, yapışmış bağlar serbestleştirilir ya da eklemin iltihaplı kılıf dokusu alınır. Büyük ağrı veren ve kullanılmaz hale gelmiş olan eklem (boyun omurlarının osteoartriti ya da diz artritinde olabileceği gibi) cerrahi olarak kaynaştırılabilir. Ancak bu girişim, rahatlık sağlamakla birlikte hareket yeteneğinin bütünüyle yitirilmesi anlamına gelir.

Artritin neden olduğu yetersizliklere tedavi henüz bulunamamış olsa da, iyi bir genel bakım ve yardımcı aygıtlarla yaşam, birçok bakımdan kolaylaştırılabilir. Fizik tedavi uzmanlarınca bireysel gereksinimlere göre aletler, boyunluklar, yürümek için baston, koltuk değneği ve çerçeveler, tekerlekli sandalyeler ve daha karmaşık elektrikli taşıyıcı aygıtlar önerilebilir. Rehabilitasyon merkezlerinden de daha gelişmiş aygıtlar için bilgi alınabilir. Yaşam biçimini değiştirmek her zaman kolay değildir ama olasıdır. 


Önceliği çalışma yerini ayarlamak almalıdır. İş değiştirilebilir, özel olarak hazırlanmış aletler kullanılabilir ya da daha hafif görevler alınabilir. Evde de bazı değişiklikler yapmak gerekebilir. Kapı eşiklerine rampa yerleştirmek, gerekiyorsa kapıları tekerlekli iskemlenin geçebileceği biçimde, ardına kadar açılabilmesini sağlamak, merdivenlerin iki yanına parmaklık taktırmak, sökük halı varsa değiştirmek, elektrik prizlerini yerden 1 metre yükseğe taktırmak, eğilmemek için çöp kutunuzu yüksekçe bir yere asmak, banyoya ve tuvalet çevresine tutunacak yerler yaptırmakbu değişikliklerinbir kısmıdır.

Source: http://www.frmtr.com/saglik-makaleleri/1119143-eklem-iltihabi.html

Eklem iltihabına Bitkisel Çözümler
1) Lavanta, nane ve adaçayı yaglari, dıştan kompres olarak uygulandiginda, kan dolaşimini uyarir. Ayrica, hoş kokulari da rahatlaticidir. Sicak suya batirildiktan sonra sıkılan bir beze 10-15 damla yag damlatilir ve bez hasta ekleme sarılır. Kompres süresi 10-15 dakikadir. Bitki yaglari tek tek veya kariştirilarak kullanilabilir.

2) Sigara içilmemeli, alkol ve kahve en aza indirgenmelidir. Haftada 1 gün elma günü uygulamak yararlı olabilir. 1-1.5 kg elma dörde ayrilir ve ögünlerde yalnizca elma yenir.

Eklem iltihabı

Kadinlaricin.net sitesinde Eklem iltihabı baslikli sayfadasiniz.Bu sayfada Eklem iltihabı ile ilgili yazi bulunmaktadir.



Eklem iltihabı ,resim ,resimleri



İltihabın yaklaşık 100 tipinden en yaygın olanı kemik iliği iltihabı. Doktorlar daha önce bunun yalnızca ileri yaşlarda görüldüğüne inanıyordu, ancak şimdi henüz 30'lu 20'li hatta daha genç yaşlarda acısız olarak başladığını biliyorlar.

Hastalığı kapak konusu yapan Time Dergisi, ‘‘Arteritten çekmek zorunda değilsiniz. Sizi rahatlatacak birçok yol var’’ diyerek yapılabilecekleri şöyle sıraladı:

AĞRI KESİCİLER: Arteriti henüz kesin olarak ortadan kaldıran bir tedavi yok, ancak ağrıyı hafifleten birçok ilaç bulunuyor. Hafif ağrılar için mideye zarar vermeyen parasetamol türü ilaçlar tavsiye ediliyor. Ağrı devam ederse doktor aspirin ya da ibuprofen verebilir, ancak bunlar mideye zararlı olabiliyor.

COX-2 İNHİBİTÖRLERİ: Bu yeni analjezikler, geleneksel ağrı kesicilerden daha az mide problemlerine yol açıyor. Fakat bunlar pahalı ve son araştırmalar kalp problemleriyle bağlantılarını ortaya çıkardı.

TETRACYCLINE: Bu antibiyotikler, mikropları öldürmek üzere üretildi, ama aynı zamanda kıkırdak erimesini yavaşlattıkları belirlendi.

Eklem iltihabıHYALURONIC ASİT: Bu doğal yağın özellikle dize enjekte edilmesi ağırıyı bir yıl kadar kesebiliyor.

AMELİYAT: Eğer ağrı dayanılmaz bir şekilde sürerse ameliyatla eklemler üzerindeki baskı azaltılıyor ya da eklemler tamamen değiştiriliyor.

DEVAMLI EGZERSİZ ŞART
İltihaplı eklemleri hareket ettirmek acı verebilir, ancak onlara düzenli olarak hareket yaptırmazsanız daimi olarak donup kalırlar.

SU SPORLARI: Su içinde hareket etmek, eklemler üzerinde yerçekimi baskısı olmadan rahatlamalarını sağlar.

YATAN BİSİKLET: Sırt üstü yatar vaziyette pedal çevirilirken diz ve kalça gibi hassas eklemler üzerindeki baskı kalkar.

YÜRÜYÜŞ: Eğer fazla acımıyorsa yürüyüş, ayak bileklerinden omuzlara kadar eklemlerin tutulmasıını önlemenin en iyi yollarındandır.

HAFİF AEROBİK: Eklemler üzerine aşırı baskı yüklenmeyen her türlü egzersiz yararlıdır.

**** NASIL KORUNMALI ****
Arteriti önlemeniz için garantili hiçbir yol yok ancak kıkırdağınızı mümkün olduğu kadar sağlıklı tutmak için bazı yollar şunlar:

HAREKETLİ OLUN: Eklemleri çalıştırmak onları yağlar ve korur. Bu yüzden düzenli olarak egzersiz yapın. Ancak, dizlere ya da kalçalara aşırı baskı yükleyen hareketlerden kaçının.

KİLO ALMAYIN: Fazla kilolu bir vücut dizlere, kalçalara ve ayak bileklerine aşırı yük oluşturur. Fazla kilolarınızdan kurtulun.

KAS YAPIN: Eklemlerin güçlü desteğe ihtiyacı vardır. Kuvvetli kaslar, dizlerinizi, kalçalarınızı ve omuzlarınızı dengede tutar.

İltihaplar için sinek kurdu
Bir Alman ilaç firmasının piyasaya sürdüğü "canlı sinek kurdu ilacı", zor iyileşen iltihaplı yaraların tedavisinde kullanılmaya başlandı. Etsineği larvalarından (etkurdu) oluşan ilaç, aynı zamanda antibiyotiklerin etkili olamadığı yaralarda da kullanılıyor. Bir kutu ilaçta, steril ortamda yetiştirilmiş 200 canlı etkurdu bulunuyor. Konu hakkında bilgi veren Frankfurt Hastanesi cerrahlarından Claudia Wiedeck, yaklaşık 4 mm. boyundaki kurtların, yaranın içerisine yerleştirildiğini ve yaranın bandajla kapatıldığını söyledi. Bandajın 2-3 gün sonra açıldığını belirten Wiedeck, boyları 8-10 cm'ye ulaşmış kurtların steril tuzlu suyla yıkanarak yerlerine geri konduğunu açıkladı. Bir yaranın iyileşmesi için ise ortalama üç parti kurt yeterli oluyor.

Kemik iltihabı
“Benim bacağımda 12 yıldır yara var. Bu yarayı bağlamak ve her gün temizlemek zorunda kalıyorum. Yaram 2-3 ayda bir kapanıyor, ancak o zaman da şiddetli sancılar oluyor. Yataktan kalkamıyorum. Akıntı olduğu zaman rahatlıyorum. Ne yapmamı tavsiye edersiniz?”
Bacakta zaman zaman iltihabi akıntının sebebi osteomyelit dediğimiz kemik iltihabı olabilir. Kemikteki iltihap ilerleyip etraf dokulara yayıldığı zaman akıntı başlamaktadır. Akıntı olunca ağrı ve gerginlik azalmaktadır. Akıntı durunca iltihap toplanmakta etraftaki dokulara baskı yapmakta, kemik ve dokular hassasiyet kazanmaktadır. Bu hassasiyet ve gerginlik ağrılara sebep olmaktadır. Ne zaman iltihap olgunlaşır ve akarsa ağrı kaybolur. Kemik iltihabını yapan çeşitli mikroplar vardır. Bunları kültür dediğimiz bir tahlil ile tesbit etmek mümkündür. En önemli olan kemik iltihabı kemik veremi diye bilinen hastalıktır. Bu hastalıkların hepsinin ilaçla veya ameliyatla tedavisi mümkündür. Ortopedi bölümüne gitmenizi tavsiye ederim. Sigortanız olduğuna göre tedavinizi ve ameliyatınızı yaptırmanız kolay olur. Eğer orada yaptırmanız mümkün olmuyor ise fakir hastalara hizmet veren Vakıf Gureba Hastanesi’ne gidebilirsiniz. Bacaktaki ağrı ve şişlikler damar veya lenf damarı iltihabından da olabilir. Bunların da detaylı olarak araştırılmasında fayda var.

Annemde iltihaplı romatizma varmış
Tıp dilinde romatoid artrit olarak tanımlanan hastalığa halk arasında iltihaplı romatizma denilmektedir. Özellikle el ve ayaklardaki küçük eklemleri daha fazla tutar. Eklemlerde şişme ağrı ve hareket zorluğunun yanı sıra giderek kalıcı şekil bozukluklarına yol açabilir.

Hastalığın tedavisi çok kolay değil. Tedavide kullanılan birçok ilaç var, bunlar hastanın durumuna göre genellikle kombinasyonlar halinde kullanılır. Her hastanın tedaviye gösterdiği cevap farklı olabiliyor. Üstelik bu ilaçların hemen hepsi az ya da çok yan etkiler yaratabiliyor. Bu nedenle tedaviyi sürdüren doktorla sürekli bağlantıda kalınması yararlı olmaktadır. 4 aydır tedavi uygulanmasına rağmen bir sonuç alınmaması, daha farklı kombinasyonların uygulanmasının gerektiğini düşündürüyor. Annenizi üniversite hastanelerinden birinin romatoloji bölümüne muayene ettirmenizi tavsiye ederim.

Stres eklemlerde romatizma yapıyor
Stresin zararlı etkilerinden birinin de iltihaplı eklem rotamizması olduğu bildiriliyor. Uzmanlara göre, romatizmal hastalıklar içinde yer alan iltihaplı eklem romatizması akut seyirli bir hastalık olmasına karşılık duygusal stres, enfeksiyon, travma, ameliyat veya gebelik sonrası birdenbire ortaya çıkabiliyor.
İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden Prof. Dr. Vedat Hamurdiyan, Lokomotor sistem hastalıkları (kas iskelet sistemi) ile ilgili yakınmaların hekimlere başvuru nedenleri arasında solunum sistemi hastalıklarından sonra ikinci sırada geldiğini bildirdi. Hamurdiyan kas iskelet sistemi hastalıkları içinde yer alan iltihaplı romatizmanın (romataid artrit) en fazla eklemleri etkilediğini söyledi.
Dr. Serap Kalaycı ise hastalığın halsizlik, ateş, terleme, kilo kaybı, karıncalanma, sabah katılığı gibi belirtileri bulunduğunu kaydetti. Her yüz kişiden üçünde eklem romatizması görüldüğünü dile getiren Kalaycı, 'Hastalık en fazla 20 - 40 yaş arasında görülüyor. Kadınlarda üç kat daha fazla rastlanıyor' dedi. Hastalığın şiddetli tablo gösterdiği durumlarda (akut) eklemlerde ağrı, ısı artımı ve şişlik görüldüğünü belirten Kalaycı, süreklilik kazandıktan sonra ise çevredeki yumuşak dokularda iltihabın ortaya çıktığını söyledi. Hastalığın daha çok akut seyrettiğini belirten Kalaycı, ancak enfeksiyon, travma, ameliyat sonrasında, duygusal stres nedeniyle veya gebelik sonrası birdenbire ortaya çıkabildiğini vurguladı. (ANKA)

İlacı aspirin
İltihaplı eklem romatizması en çok parmak eklemleri, ayak parmakları, el ve ayak bileğini etkiliyor.  
Ağrı ve sertlik özellikle sabahları belirginleşiyor.

Hastalığın tedavisinde eklemler ve diğer dokulardaki iltihabi olayı azaltmak, eklemlerde şekil bozukluğu oluşmasını önlemek, meydana gelen harabiyeti en aza indirgemek amaçlanıyor.
 Eklem dışında deri, göz, kalp-damar sistemi, akciğer, dalak ve sinir sitemini de etkiliyor. İltihap giderici özelliği nedeniyle asprin ilk seçenek olarak tercih ediliyor.