20120225

* Depresyon Cinsel hayatı kabusa çevirebilir

Cinsel hayatı kabusa çevirebilir

25 Şubat 2012
Cinsel hayatı kabusa çevirebilir

Depresyonun kişinin hayatını etkilediği önemli alanlardan biri de cinsel yaşam.

Depresyonda olan kişilerde, isteksizlik, zevk alamama, erkeklerde iktidarsızlık, kadınlarda vajinismus gibi cinsel işlev bozuklukları yaşanabiliyor. Anadolu Sağlık Merkezi’nden Uzman Psikolog Aylin Sezer, depresyonun tek başına cinsel sorunlara neden olurken, cinsel sorunların da depresyonu ağırlaştıracağına dikkat çekiyor.

Depresyon ve cinsel sorunlar ilişkisinde olumsuz bir kısır döngü yaşanıyor. Bu döngü içerisinde depresyon cinsel sorunlara neden olurken, tam tersine cinsel sorunlar da depresyonu ağırlaştırabiliyor. Depresyonun etkisiyle yaptığı hiçbir şeyden zevk alamayan kişinin yetersizliği nedeniyle suçluluk duyacağına dikkat çeken Anadolu Sağlık Merkezi’nden Uzman Psikolog Aylin Sezer şunları söylüyor:
“Yaşanan suçluluk duygusu depresyonun yarattığı kendine güvensizlik duygusunu besleyecek, bunun sonucunda kişi cinsellikten kaçınacaktır. Depresif sürenin uzaması, ağırlaşan umutsuzluk ve karamsarlık, cinsel istek kaybının yanında daha önce var olmayan cinsel sorunların ortaya çıkmasına yol açabiliyor. Hasta cinsel hayatının tamamen sona erdiğini düşünerek depresyonunu daha ağır yaşamaya başlıyor.”

İstek kaybı, zevk alamama ve performans kaygısı her iki cins için ortak olsa da, depresyonun yol açtığı cinsel işlev bozuklukları erkeklerde ve kadınlarda farklılık gösterebiliyor. Psikolog Sezer’in verdiği bilgiye göre, kadınlar cinsel uyarılma, orgazmla ilgili problemler, vajinismus yaşarken, erkeklerde sertleşme kaybı, erken-geç boşalma sorunları ortaya çıkıyor.

Kadın-erkek rolleriyle ilgili yanlış inanışların da depresyonun yarattığı etkiyi artırdığına dikkat çeken Psikolog Aylin Sezer, “Depresyondaki kadınlar, daha fazla içe kapanmayı, hüzünlerini kendi içlerinde yaşamayı seçerken, erkekler yaşadıkları mutsuzluğu öfke patlamaları, riskli davranışlarla dışa vururlar. Mutsuzluk, hüzün hali, hayattan zevk alamama, kendine güvenin azalması cinselliğe olan yaklaşımı etkiler” diye konuşuyor.

BAŞARAMAMA KORKUSU SORUNUN KALICI OLMASINA NEDEN OLUYOR

Cinsellik, performans kaygısı haline geldiği zaman başaramama korkusu ile cinsel işlev bozukluğunun kalıcı olması riski doğabiliyor. Anadolu Sağlık Merkezi Uzman Psikolog Aylin Sezer tedaviyle ilgili şu bilgileri veriyor;
“Depresyonla gelen cinsel sorunlar, anti-depresan ilaç tedavisiyle daha da artabilir. Bugün depresyon tedavisi için kullanılan anti-depresan ilaçların büyük çoğunluğu yan etki olarak cinsel isteği azaltmaktadır. Sertleşmede azalma, vajinada kuruluk, orgazm yoğunluğunun düşmesi ve süresinin azalması bu yan etkiler arasında sayılabilir. Dolayısıyla, depresyonda zaten varolan cinsel sorunlar, ilaç tedavisiyle daha da artabilmektedir.

Fakat, depresyon tedavisinde ilaç tedavisi ve psikoterapi birlikte yürütüldüğünde bu sorunlarla yapıcı bir şekilde başa çıkmak kolaylaşır. Tedavi sürecinde kişi sabırlı olmalı, sıkıntılarını eşiyle paylaşmalı ve onun desteğini almalıdır. İlaç tedavisi ile psikoterapinin beraber yürütüldüğü tedavilerde depresyonun iyileşmesi ile diğer problemler gibi, cinsel sorunların da ortadan kalktığı görülmektedir.” 

HÜRRİYET

* En çok kadınları tehdit ediyor


26 Şubat 2012
En çok kadınları tehdit ediyor

Bir Amerikan tıp dergisinde yayınlanan araştırmaya göre masa başı işlerde çalışan ya da günde en az 7 saatini oturarak geçiren kadınların tip 2 diyabete yakalanma oranı gün içinde hareketli yaşam sürdürenlere göre çok daha fazla.


Kan testlerinde yapılan ölçümlerde bu kadınların diyabete yatkınlığı tespit edildi.

Ancak araştırmada erkekler için benzer bir sonuç elde edilemedi. Uzmanalar bunun nedeninin kadınların metabolizmasının hareketsizliğe daha fazla tepki vermesi olduğunu düşündüklerini belirtti.

59 yaş ve üstü 505 kadın ile erkek üzerinde yapılan araştırmada her gönüllüye günde ne kadar zamanlarını oturarak geçirdikleri soruldu. Ayrıca kanda bulunan ve diyabet habercisi olan maddelerin seviyesi ölçüldü.


En uzun süre oturan kadınlarda insülin seviyesi en yüksek çıktı. İnsülin seviyesi vücutta gereksiz salgılandıkça vücut bu hormona direnç gösteriyor ve bu da tip 2 diyabetin oluşmasını sağlıyor.

 MİLLİYET

20120205

* Soğuk algınlığına karşı şalgam suyu için





 




ADANA -AA- Şalgam suyu tüketiminin, grip başta olmak üzere soğuk algınlığı hastalıklarını, vitamin yönünden zengin olması nedeniyle önleyici olduğu bildirildi. 

Adana'nın 82 yıllık şalgam suyu üreten firmanın yöneticilerinden Emre Göde, soğuk havalar nedeniyle, tamamen doğal olan şalgam suyunun vatandaşlar tarafından tercih edildiğini söyledi. 

Türkiye'nin dört bir yanından talepler geldiğini vurgulayan Göde, son dönemlerde bazı bölgelerde şalgam suyunun gazlı içeceklerin hakimiyetini kırmaya başladığını vurguladı. 

Göde, ''Geçmiş yıllara göre satışlarımız ciddi arttı. Adana şalgamı çok seviliyor ve vazgeçilmiyor. Türkiye'nin her yerinde şalgam suyu üretilebiliyor ancak Adana şalgamının tadı başka'' dedi. 

Şalgam suyunun bardağının 50 kuruştan, 1 liraya yükseldiğini, litresini de 3 liradan verdiklerini belirten Göde, misafirlik ve memleket ziyaretlerinde litrelerce şalgam suyunun Adana'dan başka illere götürüldüğünü kaydetti. 

Şalgam suyunun Adana'nın sembolleşen içecekleri arasında yer aldığını vurgulayan Göde, vitamin deposu havuçtan elde edilen şalgamın, soğuk havalarla birlikte soğuk algınlığı ve gribal enfeksiyonlara karşı da vatandaşlar tarafından tercih edilip tüketildiğini kaydetti. 



-Vücut direncini artırıyor-

Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Lütfi Barlas Aydoğan, şalgam suyu tüketiminin grip başta olmak üzere soğuk algınlığı hastalıklarını, vitamin yönünden zengin olması nedeniyle önleyici olabileceğini kaydetti. 

Şalgam suyunun tamamen havuçtan yapıldığını vurgulayan Aydoğan, vücut direncini artıran bu ürünün sadece yaz mevsiminde değil soğuk havalarda rahatlıkla tüketilebileceğini kaydetti. 



-Şalgam suyunun yapılışı- 

Şalgam suyu, mor havucun özü alınarak yapılıyor. Önce, bulgur unu mayalanıp bir hafta bekletiliyor, iyice ekşidikten sonra sulandırılıp, dut ağacından yapılan özel tahta fıçılara bırakılıyor. Ardından, mor havuç iyice temizlenip kaynatıldıktan sonra bu fıçılara konuluyor, üzerine de şalgam turpu yerleştiriliyor. Tahta fıçılarda bir hafta daha bekletilen bu karışıma tuz ilave ediliyor. 

Fıçı içinde olgunlaştırılan şalgam, bekleme süresi sonunda süzülerek içime hazır hale getiriliyor. Şalgam suyuna acılı olarak içmek isteyenler için bir miktar süs biberinden elde edilen acı sos ilave ediliyor. 
- Ömer Sarı-