20120403

* Hareketsiz yaşam kanser ediyor

Trakya Üniversitesi (TÜ) Tıp Fakültesi Radyasyon Onkoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Cem Uzal, ''Stres, sağlıksız beslenme ve hareketsizlik gibi farklı nedenler, farklı kanser türlerinde risk artışına zemin hazırlayabiliyor'' dedi.


Edirne - Prof. Dr. Uzal, başhekimlikte yaptığı basın toplantısında, dünyada her yıl yaklaşık 10 milyon yeni kanser olgusunun ortaya çıktığını söyledi.
Dünyadaki ölümlerin yaklaşık yüzde 12'sinin kanser nedeniyle olduğunu anlatan Uzal, yaşam alışkanlıklarının bazı kanser türlerini tetiklediğini ifade etti.
Yaşam tarzına dikkat etmenin sağlığın korunmasına büyük katkısı olduğunu belirten Prof. Dr. Uzal ''Önemi ve görülme sıklığı giderek artan kanser, çeşitli sebeplerin yanı sıra kişinin kendi davranış ve alışkanlıklarından stres, sağlıksız beslenme ve hareketsizlik gibi farklı nedenler, farklı kanser türlerinde risk artışına zemin hazırlayabiliyor. Yaşam tarzında ve alışkanlıklarında dikkat edilecek noktalarla sağlığın korunmasına katkıda bulunmak mümkün'' diye konuştu.

Masa başında çalışanlarda kalın bağırsak kanseri riski

Prof. Dr. Uzal, masa başında çalışanların ve hareketsiz bir yaşam sürenlerin kalın bağırsak kanserine yakalanma oranlarının daha hareketli ve spor yapanlara oranla daha yüksek olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
''Liften yoksun, yağ, protein açısından zengin beslenme ve obezite, kalın bağırsak kanserinin oluşumuna zemin hazırlıyor. Hareketsiz bir yaşamı olan, özellikle masa başında çalışanlarda bu risk dahada artıyor. Diyetteki lifin sebze, meyve ve kuru baklagil tüketiminin artırılıp yaşama fiziksel aktivite katılması halinde, kalın bağırsak kanseri oluşumunu yüzde 40 oranında azaltabiliyor.''
Prof. Dr. Uzal, tütsülenmiş et, konserve ve tuzlu gıdaların fazla tüketilmesinin mide, geç yaşta doğurma yada hiç doğurmama, geç menopoz ve emzirmemenin meme, stres, sigara ve alkol tüketiminin gırtlak, akciğer ve karaciğer, aşırı güneşte kalmanın da cilt kanserini tetiklediğini bildirdi.
Uzal, sağlıklı bir yaşam için spor dolu bir yaşam ve kanseri tetikleyici unsurlardan uzak durulması gerektiğini sözlerine ekledi.
2 Nisan 2012
CUMHURİYET

* Kanserde ''kişiye özel'' tedavi

Kanserde ''kişiye özel'' tedavi

Hacettepe Üniversitesi Rektörü ve eski Sağlık Bakanlığı Kanserle Savaş Dairesi Başkanı Prof. Dr. Murat Tuncer, ''kişiye özel'' yaklaşımla klasik kemoterapi ile yanıt alamadıkları kanser türlerinde sonuç alabildiklerini bildirdi.


Ankara- Kanser Haftası dolayısıyla Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde düzenlenen basın toplantısında tedavide yeni gelişmelerle ilgili bilgiler verildi.

Prof. Dr. Murat Tuncer, Türkiye'de kanser vakalarındaki artışın dünyaya paralel olduğunu, ancak bazı kanserlerde Türkiye'de daha hızlı artış görüldüğünü söyledi.
Alkol, sigara ve obezitenin kansere neden olan etkenlerin başında geldiğini ifade eden Tuncer, Türkiye'de tarama programlarıyla meme, kolon, prostat gibi kanserlerin erken tanısının mümkün olduğunu ifade etti.
Türkiye'nin her yıl kanser tedavisine ödediği 2,3 milyar Avro ile Avrupa'da altıncı sırada olduğunu anlatan Tuncer, önlem alınmadığı takdirde bu rakamın yakın bir gelecekte 10-12 milyon Avro'ya çıkacağını belirtti.

Kanserde ''kişiye özel ilaç'' adı verilen yeni tedavi yaklaşımıyla ilgili de bilgi veren Tuncer, şunları söyledi:
''Bu her hasta için değil, belirli bir hasta grubu için farklı tedavi yaklaşımı anlamına geliyor. Her hasta grubu için farklı doz ilaç uygulanması gerekebiliyor. Bunlar çok yeni yaklaşımlar. Ülkemizde kanser konusunda çok araştırma destekleniyor. Ama araştırma geliştirmeye ayrılan parayla elde edilen arasında bir orantı kurulamıyor. Bu 2,3 milyar Avro'luk harcamayı nasıl etkin kullanırız ona bakıyoruz. Bunun için de bir kanser araştırma enstitüsü kurulması planlanıyor.''

''Kişiye özel tedavi'' yaklaşımının, tedavide başarı oranı düşük kanserler için söz konusu olduğunu dile getiren Tuncer, ''Kanserin moleküler seviyesine kadar inip ilaç dozlarını ve diğer yaklaşımları buna göre belirliyoruz. Klasik kemoterapi ile yanıt alamadığımız kanser türlerinde kişiye özel tedaviden sonuç alabiliyoruz'' diye konuştu.
Kanserde palyatif bakımın önemine işaret eden Tuncer, bununla hastaların en sıkıntılı döneminde psiko-sosyal destek sağlanmasının öngörüldüğünü belirtti.
Tuncer, Hacettepe Üniversitesi teknokentinde kanser hastaları için ağrı kesici üretilmesine yönelik çalışma başlatılacağını da bildirdi.

''Şüpheli unsurlardan kaçınılmalı''

Anadolu Tıbbi Onkoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Süleyman Büyükberber de Türkiye'de kanser tedavisinde ilaçlara erişim sorunu olmadığını, ancak bu konuda dışa bağımlılığın ortadan kaldırılması için araştırma ve geliştirmeye önem verilmesi gerektiğini söyledi.
Kanserle mücadelede halkın bilinçlenmesinin önemine işaret eden Büyükberber, kanser riski taşıdığı konusunda şüphe bulunan unsurlardan kaçınılması gerektiğini kaydetti.
Büyükberber, ''Mutasyon ya da enzim değişikliğine göre alt gruplar için tedaviler yaygınlaşıyor. Bu tedavi yaklaşımı ülkemizde dünya ile paralel yürüyor'' dedi.
Pfizer Global Araştırma ve Geliştirme Diagnostik Birimi Başkanı ve İdari Direktörü Dr. Hakan Şakül de kanserin karmaşık bir hastalık olduğuna işaret ederek, bütün vücuda verilen kemoterapinin hastada yan etki ortaya çıkarabildiğini, kişiye özel tedavide ise genetik yapı dikkate alındığı için bu tür durumlar görülmeyebildiğini söyledi.
3 Nisan 2012

CUMHURİYET