20121016

* Uykusuzlukla gelen tehlike!

 Uykusuzlukla gelen tehlike!

Uykusuzlukla gelen tehlike!

Uykusuzluğun, şeker hastalığı ve obeziteyi tetiklediği belirlendi

Chicago Üinversitesi’nden Matthew Brady ve ekibinin yaptığı araştırmaya 7 sağlıklı kadın ve erkek katıldı. Laboratuvarda katılımcılar 4 gece 8,5 saat, yani normal sürede uyudu.

Bu kişilerin daha sonra 4 gece sadece 4,5 saat uyumalarına izin verildi. Katılımcıların kanındaki yağ hücrelerinin oranı ve gün boyunca aldıkları kalori miktarı incelendi.

Gece 4,5 saat uyuyanların kanındaki insülin duyarlılığının, normal uyunan geceden yüzde 16 düşük olduğu belirlendi. Az uyuyanlarda yağ hücrelerinin insüline duyarlılığının da yüzde 30 azaldığı, obezlerde ve şeker hastalarında rastlanan seviyeye indiği görüldü.

Brady, yüksek kan şekerinin diyabetle bağlantılı olduğunu, yağ hücrelerinin iştahı düzenleyen hormon olan leptini açığa çıkardığını belirterek, uykusuz kalan ve "yorgun düşen" hücrelerin genelde çalışma bozukluğuna uğradığını ve mekanizmanın bundan etkilenebileceğini vurguladı.

Araştırma, "Annals of Internal Medicine" dergisinde yayımlandı.

AA

POSTA
 

20121011

* "Çikolata ye, Nobel’i kap"


http://www.zayiflamayontemler.com/wp-content/uploads/2010/05/cikolata.jpg

"Çikolata ye, Nobel’i kap"

Bir ülkede ne kadar çok çikolata tüketiliyorsa, o ülkeden Nobel ödülü kazananın çıkma ihtimalinin o kadar fazla olduğu belirlendi



WASHINGTON (AA)
         New York’taki Columbia Üniversitesi’nden Dr. Franz Messerli’nin yaptığı  araştırma, kakao çekirdeği, yeşil çay ve kırmızı şarapta çokça bulunan  antioksidan flavonoid maddesinin bunama riskini azalttığı ve yaşlı kişilerde  zihinsel faaliyetlerin iyileşmesini sağladığından yola çıkarak, bir ülkede  çikolata tüketimi ve bu ülkede yaşayanların "zeka durumu" arasında ilişki olup  olmadığını araştırdı.
         Messerli, bir toplumun zeka seviyesinin tamamen incelenmesinin mümkün  olmadığını belirtti ancak Nobel ödülü kazananları temel alarak o toplumun ve  ülkenin zeka seviyesi hakkında bilgi sahibi olunabileceğini ifade etti.

MİLLİYET

20121007

* SÜT GERÇEĞİ



SÜT GERÇEĞİ

Gary Yourofsky'nin 2010 yılında Georgia Tech'te düzenlediği hayvan hakları ve veganizm konulu konuşmadan alıntıdır:

“Gaddarlık söz konusu olduğunda, bir bardak süt içmenin biftek yemekten daha gaddarca olduğunu düşünüyorum.

Dişi ineğin süt verebilmesi için hamile kalması gerekiyor. Her yıl süt çiftliklerindeki her inek tecavüze uğruyor. Çelikten uzun bir aygıtı vajinalarına sokup onlara boğa spermi enjekte ediyorlar. Veya bazen bunun için sadece ellerini kullanıyorlar. Böylece süt akışını zorluyorlar. İnek doğum yaptıktan sonra bebeği çalınıyor. Ve size bir şey söyleyeyim: bu hayatımda duyduğum en kötü çığlık. Hepsini kendi kulağımla duydum. Yaklaşık 15 yıl önce tüm bunları keşfetmeye başladığımda, ben de herkes gibiydim. Bu kadar kötü olduğuna inanmıyordum. Herkesin bu konuyu abarttığını düşünüyordum. Ama bunu aklının bir köşesine iten, unutan herkesin aksine, ben neler olup bittiğini öğrenmeye gittim. 1993 yılında Detroit’te Thorn Apple Valley domuz mezbahasında 6 hafta geçirdim. Hayvan araştırma laboratuvarlarına gizlice girdim. Kürk çiftliklerine gizlice girdim. Michigan’da karşıma çıkan tüm hayvan sirklerinin ve rodeoların sahne arkasına gittim. Ama hayatımda duyduğum en kötü çığlık süt çiftliğindeki anne ineğin çığlığıydı. Çalınan bebeğinin kendine geri verilmesi için her gün avazı çıktığı kadar bağırıyor ve çığlık atıyor.

Peki bebekleri neden annelerinden alıyorlar? Çünkü süt endüstrisi küçük bebeklerin kendileri için üretilen sütün tamamını içmelerine izin vermez. Onun yerine size satabilecekken! Sizin içtiğiniz her bir bardak sütü bir buzağı içememiş oluyor.

Ve anne inekler zaten TEK bir sebeple süt üretiyor. Hayır biz insanların süt içmesine gerek yok; doğa en başından bunun çaresine bakmış: inekler sadece ve sadece kendi bebekleri için süt üretiyorlar. Vücudumuzun kesinlikle inek sütüne ihtiyacı yok. Başka hayvanların sütüne de ihtiyacı yok! İhtiyacımız olan tek süt doğduğumuz zaman kendi annemizin sütü, o kadar! Ve yemek yemeğe başladıktan sonra artık hayatımız boyunca bir damla bile süte ihtiyacımız yok. Bu gezegende yemek yemeğe başladıktan sonra süte ihtiyacı olan hiçbir tür yok. İlla ki beslenmenizde süt olsun istiyorsanız: soya sütü, pirinç sütü, badem sütü, kenevir sütü, Hindistan cevizi sütü, yulaf sütü, fındık sütü. Bu yedi sütten birini seveceğinizi garanti ediyorum. “

Dahası:
http://hayvanozgurluguhareketi.com/vejetaryen-beslenme/ linkinden alıntıdır:

Birçok kisi, yag, kolesterol, alerjik proteinler, laktoz sekeri ve sık sık rastlanan zehirlenme durumlari yüzünden süt içmemeyi tercih ediyor. Ve süt, genç yasta yakalanan seker hastaligi ve diger ciddi rahatsizliklarla baglantilandiriliyor. Ama ne mutlu ki sütten daha iyi birçok kalsiyum kaynagi var.

Kemiklerin güçlü olmasi, diyetteki kalsiyum miktarini artirarak degil, vücudun kalsiyum kaybini engelleyerek mümkündür.

Bazi kültürlerde insanlar süt ve süt ürünleri hiç tüketmez ve günde 175-475 miligram arasi kalsiyum alir. Ancak bu kültürlerde osteporoz orani çok düsüktür. Bilim adamlari egzersiz ve diger kosullarin, vücuda fazladan kalsiyum almaktan daha etkili olduguna inaniyor

Vücutta Kalsiyum
Vücuttaki hemen hemen tüm kalsiyum kemiklerdedir. Kaslarin kasilmasi, kalp atislarinin düzenlenmesi ve sinir impulslarinin iletimi gibi önemli islevlerin sürdürülmesi için çok az oranda kanda da bulunur.

Kan dolasimi sirasinda ter, idrar ve diski biçiminde sürekli kalsiyum kaybederiz. Ve bu kemiklerdeki kalsiyumla yenilenir. Kemiklerdeki kalsiyum da gidalarla desteklenmelidir.

Kalsiyum metabolizmada yasam boyu degisir. Yaklasik 30 yasina kadar, kaybettigimiz kalsiyumdan fazlasini aliriz. Çocukluk ve ergenlik dönenimde kafi oranda kalsiyum almak çok önemlidir.

Daha sonraki dönemde vücut, “negatif kalsiyum dengesi”ne dogru bir degisim gösterir ve kemikler, alinan kalsiyumdan daha fazlasini kaybetmeye baslar. Asiri kalsiyum kaybi, yumusak kemiklere ya da osteoporoza neden olur.

Ne kadar kalsiyum kaybettigimiz kismen ne tür protein tükettigimize, diyet ve hayat aliskanliklarimiza baglidir.

Kalsiyum Kaybini Azaltmak
Vücuttan kalsiyum kaybini etkileyen birçok faktör vardir:

Yüksek protein diyetleri, idrar araciligiyla kalsiyum kaybina neden olur. Hayvansal kaynakli proteinler, bitkisel kaynakli proteinlere göre daha fazla kalsiyum atilmasinin sebebidir.

Kafein, idrar yoluyla kalsiyum kaybi artirir.

Yüksek sodyumlu diyetler, idrar yoluyla kalsiyum kaybini artirir.
Alkol, kalsiyumun emilmesini engeller.

Boron mineralinin kemiklerden kalsiyum kaybini engelleyici özelligi vardir.

Egzersiz yapmak kemik kaybini azaltir ve kemik sagligini olumlu yönde etkileyen en önemli etmendir.
Kalsiyum Kaynaklari:
Egzersiz ve dengeli protein diyeti, kemiklerinizi korumaniza yardimci olacaktir. Bitkisel kökenli bir diyeti tercih eden ve aktif bir yasam tarzi sürdüren kisilerin daha az kalsiyum ihtiyaci olacaktir. Ancak, kalsiyum vücudun temel besinlerindendir ve her gün kalsiyum yönünden zengin besinler yemek çok önemlidir.

Asagidaki “Bitkilerde Kalsiyum” şeması, bitkilerde bulunan kalsiyum oranlarini göstermektedir. Söyle bir gözden geçirince, ihtiyaç duyulan kalsiyumu karsilamanin ne kadar kolay oldugunu göreceksiniz. Asagidaki örnek menülerin her biri yaklasik 1000 miligram kalsiyum saglamaktadir.

Bitkilerde Kalsiyum (miligram cinsinden)

Tahıllar:

Kahverengi pirinç (250 gr, pismis) 20
Misir Ekmegi (25-50 gr.lik bir parça) 133
Pide 42
Kurabiye 92
Pancake karisik (75 gr; 3 pancake) 140
Pita ekmegi (1 parça) 18
Bugday ekmegi (1 dilim) 18
Bugday unu, çok amaçli (250 gr) 22
Bugday unu, Pillsbury`s Best (250 gr) 238
Kepekli bugday unu (250 gr) 40
Meyveler:
Elma (1 tane orta boy) 10
Muz (1 tane orta boy) 7
Kuru incir (10 tane; 187 gr.) 269
Portakal (1 tane) 56
Portakal suyu, kalsiyum-destekli (225 gr.) 300*
Armut (1 tane) 19
Kuru üzüm (150 gr) 53


Sebzeler:

Brokoli (250 gr, , donmus) 94
Brüksel lahanasi (250 gr, kaynatilmis, 8 dal) 56
Balkabagı (250 gr, kaynatilmis) 84
Havuç (2 adet orta boy, çig) 38
Karnabahar (250 gr, kaynatilmis) 34
Kereviz (250 gr, kaynatilmis) 64
Kara lahana (250 gr, kaynatilmis, dondurulmus) 348
Lahana (250 gr, kaynatilmis) 94
Sogan (250 gr, kaynatilmis) 46
Patates (1 tane orta boy, firinlanmis) 20
Mercimek (250 gr) 20
Sarmasik patatesi (250 gr, kaynatilmis) 70

Baklagiller:

Siyah kuru fasulye (250 gr, kaynatilmis) 103
Nohut (250 gr, konserve) 78
Iri beyaz fasulye (250 gr, kaynatilmis) 121
Aysekadin Fasulyesi (250 gr, kaynatilmis) 58
Bezelye (250 gr, kaynatilmis) 44
Barbunya Fasulye (250 gr, kaynatilmis) 50
Mercimek (250 gr, kaynatilmis) 37
Lima Fasulyesi (250 gr, kaynatilmis) 32
Kuru Fasulye (250 gr, kaynatilmis) 128
Pinto Fasulyesi (250 gr, kaynatilmis) 82
Soya Fasulyesi (250 gr, kaynatilmis) 175
Tofu (100 gr, çig, kati) 258
Salça soslu kuru fasulye (250 gr) 128
Sarı Çalı Fasulyesi (250 gr, konserve) 174
Beyaz Fasulye (250 gr, kaynatilmis) 161

PEKİ YA SÜT?

Demir Eksikligi: Süt demir yönünden çok fakirdir. A.B.D’nin Günlük Tavsiye Edilen Degerlerini karşılamak için bir çocugun günde 31 litre süt içmesi gerekir. Süt ayrica vücudun depoladigi demiri kullanarak bagirsaklardan atilmasina sebep olur.

Seker Hastalari: Diyabetik 142 çocuk üzerinde yapilan güncel bir arastirmada inek sütü proteinine karsi hepsinin vücudunda yüksek oranda antitoksin üretildigi görülmüstür. Bu antitoksinlerin pankreasta insülin üreten hücreleri yok ettigi saniliyor.

Kalsiyum: Lahana gibi yesil ve genis yaprakli sebzeler en az süt kadar hatta ondan daha iyi kalsiyum kaynaklaridir.

Yag orani: Kaymagi alinmis olanlar hariç, süt ve süt ürünlerinin yag seviyesi yüksektir.

Süt ve Süt Ürünlerinde Yağ (toplam kalori yüzdesi cinsinden) oranı ise şöyledir:

Besin kaynagi/Yag yüzdesi

Tam yagli Süt         49%

“2%”lik süt            35%*

Cheddar peyniri      74%

Tereyagi              100%

Agirlik cinsinden    %2`si yag.


Zehirleyici maddeler:
Süt çogunlukla asiri D Vitamini yüklemesi ve antibiyotiklerle zehirlenir. Yakin zamanda test edilen 42 süt örneginden sadece %12`si istenen D Vitamini oranina sahipti. On çocuk sütü örneginden yedisi, etiketinde yazan D Vitamini miktarinin iki katindan fazla, bir tanesi etiketinin dört katindan da fazla D vitamini içeriyordu.

Laktoz: 
Asya ve Afrika kültürlerinden gelen birçok kisi süt sekeri laktozu hazmedemezler ve bu yüzden ishal ve gaz sorunu yasarlar. Laktoz sekeri hazmedildiginde, katarakt ve yumurtalik kanseriyle iliskilendirilen daha basit bir seker türü galaktoz meydana çikar.

Allerji: 
Süt gida zehirlenmelerinin en basta gelen sebebidir. sık sık zehirlenme belirtileri göze çarpmaz ya da bazen süte baglanmaz.

Kolik: 
Süt proteinleri her beş çocuktan birisinin yakalandigi hazimsizlik sorunu kolik`e yol açar. Süt içen anneler, emzirdikleri bebeklerine inek sütü proteinlerini geçirebilir.

Hazırlayan: Damla Ferahi (Yaşamın Kökeni Okuru)

Kaynak: https://www.facebook.com/photo.php?fbid=162289790566593&set=a.161240834004822.22778.161204100675162&type=3&theater

20121002

* Zayıflamaya Faydalı Besinler


 

Zayıflamaya Faydalı Besinler


Zayıflamak için yapılması gereken en önemli şey beslenme alışkanlığımızı değiştirmektir. Günlük olarak ihtiyaç duyduğumuzdan fazla kalori aldığımızda, vücut bu fazlalıkları biriktirir ve bu fazla kilolar olarak bize geri döner.

Beslenme alışkanlığımızı değiştirmek kilo verme konusunda olduğu kadar sağlıklı bir yaşam sürme konusunda da bize yardımcı olacaktır. Özellikle tok tutan bazı besinler kilo vermede bize yardımcı olabilir fakat sadece bu besinlerle zayıflamak mümkün değildir, mutlaka egzersiz de yapılmalıdır.



Yapılan araştırmalar sonucu açlık hissini yok eden bazı yiyecekler şunlardır:

1)      Yulaf: 
Lif bakımından oldukça zengin ve protein deposu yulafı sabah kahvaltılarınızda yağsız süt veya yoğurtla tüketebilirsiniz.
2)      Yumurta: 
Uzun süre tok tutma özelliğine sahip olan yumurta aynı zamanda en kaliteli proteine sahiptir.
3)      Patates: 
Patatesin haşlanmış olarak yenmesi kişiyi ortalama 3 saat tok tutar.
4)      Fasulye: 
Fasulye de zengin lif oranına sahiptir. Lifli yiyecekler midede yavaş öğütülür bu yüzden tokluk hissi uzun sürer.
5)      Sebze Çorbaları: 
Mideyi doldurdukları için açlık hissini keserler. Bu da tokluk hissi vererek daha az yememizi sağlar. Diyette iken öğüne çorbayla başlamak faydalıdır.
6)      Kırmızı Et: 
Hem tokluk hissi verir hem de kasların daha kolay kalori harcamasını sağlar.
7)      Salata: 
Hem çok az kalori içerir hem de tokluk hissi verir. Yemek yemeden önce salata yiyenler daha az kalori almaktadır.
8)      Salatalık: 
Düşük miktarda kalori içeren salatalık atıştırmalık olarak tüketilebilir. İçerisinde az miktarda lif bulunmaktadır ve A ve C vitaminleri içermektedir.
9)      Sirke: 
Sirke ile mide daha yavaş boşalır. Bu yüzden tokluk hissi uzun sürer.
10)   Sızma Zeytinyağı: 
İçeriğindeki Omega 6 sayesinde kalori yakımını kolaylaştırır. Günde bir kaşık zeytinyağı tüketimi zayıflamaya yardımcı olur.
11)   Elma, armut, ayva: 
Bu meyveler de yoğun lif içermektedir.  Aynı zamanda şeker ve kolesterolü de düşürmektedirler.
12)   Greyfurt: 
Yapılan bir araştırma, yemeklerden önce yarım greyfurt yemenin ya da bir bardak greyfurt suyu içmenin zayıflamak için herhangi bir önlem alınmasa da 3 ay içerisinde 1,5 kg. verdirebileceğini ortaya koymuştur. İçeriğindeki fitokimyasallar iştah azaltmaktadır.
13)   Kuruyemişler: 
Kuruyemişler arasında kilo vermeye en çok yardımcı olan yemiş bademdir. Bunun yanı sıra kabuklu ceviz, tuzsuz şamfıstığı, yerfıstığı gibi yemişler hem atıştırma hissini bastırıyor hem de sağlıklı beslenmeye destek oluyor.
14)   Baklagiller: 
Kaliforniya Üniversitesinde yapılan bir araştırmaya göre baklagil tüketimi bağırsaklarda “kolesistokinin” salgılamasını artırıyor. Bu madde iştah kesiyor. Bakla, barbunya gibi baklagiller kan şekerini biraz yükseltiyor ve vücuda protein ve lif sağlıyor.
15)   Kırmızı Biber: 
Düzenli olarak tüketilen kırmızı acı biber iştahınızı azaltıp kontrol altına almanızı sağlıyor. Yapılan bir araştırma; kahvaltıda kırmızı acı biber tüketenlerin, öğlen yemeklerinde daha az yemek yediklerini ortaya koymuştur.
16)   Bitter Çikolata: 
Kalori oranı düşük olmamasına rağmen antioksidan içerir. Tatlı ihtiyacınızı gidermek için küçük bir miktar tüketebilirsiniz.